Çok değil daha 30-40 yıl öncesine kadar adını sanını duymadığımız firmalar ve teknolojiler bugün hayatımızın olmazsa olmazı haline geldiler. Tarihte hiç görülmedik ölçüde hızlı bir değişim sürecinin içine girmiş durumdayız. Böyle bir sürecin en yakın akrabası belki sadece matbaanın icat edildiği 15.yüzyılda yaşanmış ve hiç öngörülmedik ardıl etkilere neden olmuştu. Peki biz bu ışık hızıyla ele geçirildiğimiz dönemde gerçekten önümüzü görebiliyor muyuz?
İnsanlık tarihinde değişim hiçbir zaman son 20 yılda olduğu kadar hızlı olmamıştı. Bilgisayarların yaygın kullanımı Microsoft tarafından geliştirilen MS-DOS işletim sistemi ve IBM tarafından geliştirilen ilk PC ile oldu. Bunun öncesinde, 1800’lü yıllarda başlayan çalışmalar pek sonuç vermese de modern bilgisayarların gelişmesi için fikir verdi ve 1900’lerde ilk sonuçlar alınmaya başlandı. Sonuçta 37 yıl önce, PC’ler kullanılmaya başlanınca bilgisayar hepimizin yaşantısını etkilemeye başladı. Sonrasında bilgisayar ve yazılım sektörünün çok kazançlı olduğu görülünce yatırımlar arttı ve gelişim hızlandı. Bu gelişmelerden 2 yıl sonra Apple’ın ilk grafik arayüzlü PC’si geldi. Rekabetin gerisinde kalmayan Microsoft da benzer şekilde, 2 yıl sonra Windows işletim sistemiyle karşılık verdi. Hemen arkasından başlayan internetin ilk kullanımı da sadece 33 yıl önceydi.
Daha gelişmiş kişisel bilgisayarlar, daha güçlü işletim sistemleri ve internetin yaygın kullanımı henüz başlarında olduğumuz 21. yüzyılda gerçekleşti. Devamında akıllı telefonların üretilmesi ve yaygınlaşması, buna uygun Facebook gibi yazılımların kullanılması, yeni kuşakların öncekilerden çok farklı yaşam tarzlarına sahip olmalarına neden oldu. Teknolojinin hiç olmadığı kadar hızlı gelişmesi, insanlardaki değişimi de hızlandırdı.
Teknolojideki ve yazılımlardaki gelişmeler sürekli ivme kazanıyor. Bu alanda çalışanlar katlanarak artıyor ancak hâlâ işgücü talebi karşılanmış durumda değil. İş bulmanın her geçen gün zorlaştığı günümüzde bile bilgisayar teknolojileri ve yazılım alanında eli az veya çok iş tutan herkes ortalamanın üzerinde koşullarda iş bulabiliyor, başarılı olanlar ise istedikleri teknoloji şirketinde çalışabiliyorlar. Bu kadar çok talebin olması, ülkelerin ve şirketlerin bu alana bu kadar çok yatırım yapmaları daha işin başında olduğumuzu, yakın gelecekte şu an hayal edemediğimiz gelişmelere şahit olacağımızı gösteriyor.
İhtiyacımız olan tüm bilgi artık internette mevcut. Para vermeden, zaman harcamadan her bilgiye ulaşabiliyoruz. Artık o kadar çok bilgi oldu ki insan beyni bununla baş edemeyince yine yazılımlar devreye girdi. Bu yazılımlar ve beraberindeki donanımla makineler birbirleriyle konuşabilir hale geldi. Endüstri 4.0, her dilden her dile çeviri yapan yazılımlar, yüz tanıma, söylediklerimizi anlayan, cevaplayan telefonlar, kendi kendine giden arabalar… Kısa süre önce hayâl bile edemeyeceğimiz bu gelişmeler çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşti.
Bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri, yeni bilgileri insanlara ihtiyaç duymadan öğrenebilir hale gelmeleri, önümüzdeki dönemin farklılıklar getireceğini gösteriyor. Şimdiye kadar bilgisayarların yapabildikleri, insanların yapabildikleriyle sınırlıydı. Bilgisayarlar, daha hızlı olsalar da insanların bilmediği, yapamadığı bir şeyi yapamıyorlardı. Şimdi ise kendi kendilerine öğreniyorlar ve bizim bilmediklerimizi de biliyorlar. Hatta artık bizim yerimize karar veriyor, bizi belli sınırlar içinde yönetiyor, yönlendiriyorlar. Örneğin Facebook, arkadaşlarımızın paylaşımlarından hangilerini göreceğimize kendisi karar veriyor; Google artık çok daha iyi çeviri yapabiliyor; telefonlar insanlarla konuşabiliyor.
İktidardakiler bilgisayarların bu yeteneğini kullanarak çok daha kolay yönetebiliyor, bir yandan da bu gücün başkaları tarafından kullanılmaması için çok büyük çaba harcıyor, her önlemi çekinmeden alıyorlar. Teknolojinin kullanımıyla bir iktidar devrilebiliyor, örneğin Amerika gibi çok güçlü bir ülkenin bile seçim sonucu tersine dönebiliyor.
Yapay zekâ insanlık için bir tehlike olabilir mi? Bu sorunun cevabı, gücün kimin elinde olduğuyla ilgili. Enerji insanların hayatta kalmasını sağlıyor ama kötü ellerde yok olmalarına da neden olabiliyor. Yapay zekâ iyi amaçlarla kullanıldığında, hayatımızı çok olumlu etkileyebilir ancak kötü niyetlerle kullanıldığında tahmin edemeyeceğimiz kadar zarar da verebilir. Şimdiye kadarki etkilerin büyük çoğunlukla olumlu olduğundan yola çıkarak kötü niyetli kullanımın zararlarının, doğru kullanımların daha hızlı yaygınlaşmasıyla etkisiz kalacağını söyleyebiliriz. Diğer bir deyişle, yapay zekânın zararlarından, yine yapay zekâyla korunacağız.
Yapay zekâyı kullananlar, diğerlerinden çok daha hızlı ilerliyorlar. Artık rekabet bu alana kaydı. Bu gelişimi tersine çevirmek de durdurmak da mümkün değil. Uyum sağlamak zorundayız. Yapay zekânın imkânlarını sonuna kadar kullanmaktan başka seçenek kalmadı. Zaten, farkında olsun ya da olmasın, akıllı telefon, Facebook, Google, Navigasyon kullanan herkes, yapay zekânın olanaklarını da kullanıyor. Ticari olarak, SEO optimizasyonu yapan, Facebook, Instagram, Google’da reklam verenler, her geçen gün yaygınlaşan yapay zekâ içeren yazılımları kullananlar yapay zekânın gücüyle rekabette öne geçiyorlar.
Artık devletiyle, şirketiyle, iktidarıyla, muhalefetiyle, yaşlısıyla, genciyle, istesek de istemesek de her geçen gün yapay zekâyı daha fazla kullanacak ve hayatımızın önemli bir parçası yapacağız, ya da…
Baran Kaya
Kasım 2018